Şeker hastası olup olmadığımızı nasıl anlarız? Diyabet yani şeker hastalığı global bir sorun haline gelmiştir. Yapılan araştırmalara göre Dünya genelinde 382 milyon yetişkinin diyabet hastası olduğunu tahmin edilmektedir ve 2035 yılına kadar bu rakamın 592 milyon olması beklenmektedir.
Biz bu duruma düşmeyelim ve çemberin dışında kalalım. Şeker hastası olup olmadığımızı anlamadan önce ne olduğunu öğrenmemiz gerekmez mi?
Tıp dilindeki açıklaması insülin salınımı, insülin etkisi veya bu etmenlerin her ikisinde de bozukluk olması sonucu karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasındaki bozukluklar sonucu ortaya çıkan hiperglisemi yani yüksek kan şekeri ile karakterize kronik seyirli endokrin ve metabolik bir hastalıktır.
Halk dilinde konuşacak olursam bizim pankreas adlı organımız insülin salgılar. Peki insülin nedir?
Pankreas insülini yeteri kadar üretemezse veya kullanamazsa o zaman sıkıntı başlar. Ve o istenmeyen hastalığa bir adım atmış oluruz.
Varsayalım ki biz şeker hastası olmadığımızı düşünüyoruz bakalım vücudumuzda bizimle aynı fikirde mi. Sabah uyandık kahvaltımızı yapmadan önce kan şekerimizi ölçtük bu çıkan değere de açlık kan şekeri denir.
Ama kan şekeri değerlerimiz bu düzeylerin üzerinde ise üzgünüm şeker hastasısınız.
Bunu anlamanın diğer yolu da hani hastanelerde bize şekerli su içirip şeker yüklemesi yapıyorlar ya diyeceğim ama ilk defa yaptıran bunu bilmeyebilir ben anneme yapılırken görmüştüm .O teste Oral Glikoz Tolerans Testi (OGTT) denir. Şekerli su içildikten 2 saat sonraki kan şekeri değerimiz önemlidir. İkinci saat kan şekeri ölçümü 200 mg/dl veya daha fazla ise diyabet tanısı konulur.
Gizli şeker ne bu da nerden çıktı şimdi der dediğiniz duyar gibiyim. Açlık kan şekeri ölçümümüzü yapmıştık.
Tip1 diyabet otoimmün bir hastalıktır yani vücudumuzu koruyan bağışıklık sistemi insülin üreten pankreas hücrelerini tehdit olarak algılar ve saldırıya geçer. Ve istenmeyen sonla insülin üretilmeyecek hale gelinir.
Tip2 diyabet ise pankreasın yeterli miktarda insülin salgılayamaması veya var olan insülinin kullanılamaması nedeniyle kan şekerinin yükselmesi durumudur.
Aşağıya yazacağım maddelerden ikisine sahip olanlar:
İzlem 10.yaşta başlamalı veya püberte başladığında eğer püberte daha erken başlıyorsa izlem sıklığı 3 yılda 1 olmalıdır.
Beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi, yaşam tarzının ve alışkanlıkların değiştirilmesi, egzersize daha fazla vakit ayrılması, stresten uzak durulması, sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıkların bırakılması, yeterli ve düzenli uyku ve Sağlık Bakanlığı’nın ÇEMBERİN DIŞINDA KAL sloganını benimseyerek diyabetten korunalım.
İstanbul Tuzla Neyi Meşhur? İstanbul Tuzla Neyi Meşhur? Tuzla, İstanbul Anadolu yakasının en uç noktalarından…
Türk Hava Yolları Kabin Memuru Alımı 2024 Türk Hava Yolları Kabin Memuru Alımı 2024. THY…
1 Mayıs işçi Bayramı Kutlu Olsun 1 Mayıs işçi Bayramı Kutlu Olsun...Sevgili okuyucularımız, 1 Mayıs…
Tuzla Belediyesi Başkan Yardımcılığına yeni müdür atandı Tuzla Belediyesi Başkan Yardımcılığına yeni müdür atandı. İzmit…
Sinem Gülenç Kimdir? Sinem Gülenç Kimdir?1981 İzmit Doğumludur. İlk Yıllar ve Eğitim 1981 yılında İzmit'te…
Altın Fiyatları Bugün Ne Kadar Oldu? 29 Nisan 2024 Güncel Değerlendirme 29 Nisan 2024 altın…