Anavarza Efsanesi Nedir
Anavarza Efsanesi Nedir; Anavarza kalesi tarihi Nedir? Çukurova’nın kuzeydoğusundaki Savrun suyunu Ceyhan ırmağına geçtiği yere yakın yerde bulunan kalenin adına Anavarza kalesi diyorlarmış. Yalçın bir kaya üzerinden olan kale Ceyhan’dan Kadirli’ye giderken sağda, ovadan bitercesine aniden yükselirmiş. Anavarza şehri ise bu kalenin eteklerine kuruluymuş. Günümüzde şehrin ve kalenin kalıntıları hala duruyor. Aynı zamanda bu tarihi kalıntını da dillerden düşmeyen güzel bir efsanesi varmış. Adı da anavarza efsanesiymiş.
Anavarza, Antik Roma döneminde kurulmuş bir kenttir ve bugün Türkiye’nin Adana ilinde bulunmaktadır. Kent, M.Ö. 1. yüzyılın başlarında kurulmuştur ve zamanla Roma İmparatorluğu’nun en önemli ticaret ve sanat merkezlerinden biri haline gelmiştir. Anavarza aynı zamanda Roma İmparatorluğu döneminde önemli bir kültür ve sanat merkezi olarak da bilinmektedir.
Anavarza’nın efsanesi
Anavarza’nın efsanesi, Roma İmparatorluğu döneminde yaşamış olan Apollonius adlı bir tanrıça kültüne dayanmaktadır. Bu tanrıça, kentteki tüm insanların saygısını ve sevgisini kazanmıştır ve halk tarafından Tanrıça Apollonius olarak anılmaktadır. Kentte bulunan Apollonius Tapınağı, tanrıçanın kültünün en önemli yerlerinden biridir ve hala bugün de turistler tarafından ziyaret edilmektedir.
Tarihi Anavarza kalesi efsanesi, kentte yaşayan insanlar arasında yıllardır süren bir geleneği yansıtmaktadır. Bugün de hala kentte yaşayan insanlar tarafından anlatılmaktadır. Anavarza’nın efsanesi, tarihi, kültürü ve sanatı ile birlikte Türkiye’nin önemli turistik merkezlerinden biridir.
Anavarza Kalesi Efsanesi
Günün birinde sis kralının elçisi Anavarza kralının huzuruna çıkmış ve kızını kralının oğluna istemiş. Kral şöyle bir düşünmüş ya kızımı kralının oğluna vermezsem o zaman ne olacak diye sormuş, sis kralının elçisi ise; Kralım onu da düşünmüştür. Bu isteğini kabul etmezseniz kralımız krallığınıza savaş açacak, demiş.. Kızıma savaş diler öyle mi demiş ve bu işi düşünmesi gerektiğini belirtmiş ve elçiyi göndermiş. Hal bu ya dert geldi mi arka arkaya gelir. Sis kralının elçisini gönderdikten hemen sonra bu kez de Misis kralının elçisi gelmiş ve Anavarza kralından aynı istekte bulunup kızını vermezse krallığına savaş açılacağını belirtmiş.
Kara kara düşünmeye başlayan kral kızında bu krallarından hangisini oğlunu seçse de bir diğeri ülkesine savaş açacağını ikisini de tercih etmese bu kez de iki krallığın tüm kente savaş açacağını ülkesini elden gideceğini söylemiş. Kızı ise babasının bu durumuna çok üzülmüş ve babasına derdini anlatmasını söylemiş. Kral kızına Sis kralı ve Misis kralı seni oğluna ister. İkisi de seni vermezsem sava açacaklar. Birini tercih etsek yine aynı şey olacak ne yapacağımı bilemedim demiş. Kız gülmeye başlamış ve; bundan kolay ne var baba, demiş.
Anavarza’nın suyu
Kral ise; Kızım bu işin şeytanın bile çözemeyeceği bir durum haline geldi demiş… Kızı ise; Babacığım her ikisine de kızımı bir şartla veririm. Anavarza’nın suyu az, kim bu kente bol su getirirse kızım onun oğluna varacaktır, de gerisini karışma demiş…
Kral da aynısını yapmış ve elçiler bu kararı krallara bildirmişler. Bu istek üzerine Sis krallığı yukarıdan Misis krallığı da aşağıdan su yolu yapmaya başlamışlar. Sis krallığı su yolunu yontma taşlardan yaparken Misis kralı ise kerpiçten yapmaya başlamış. Sis kralının işi biraz daha geç ilerliyormuş. Misis kralının su yolu kerpiçten olduğu için hızlı bir şekilde ilerliyormuş. Meğer kralın kızı yiğitliğini duyduğu Sis kralının oğlunu içten içe seviyor ve sürekli su yolunun çabuk bitirmeleri için haber gönderiyormuş. Misislerin su yolu bitmiş ve kentin kapısına dayanmışlar. Fakat kız buna dayanamamış ve kendini kayalıklarda aşağı atmış. O günden sonra Anavarza halkının yüzü hiç gülmemiş. ilginizi çekebilir; Sarıkız efsanesi nedir?
Yorumlar kapalı.