Çarpık Kentleşme nedir?

Çarpık Kentleşme nedir
Çarpık Kentleşme nedir

Çarpık Kentleşme nedir?

Çarpık Kentleşme nedir? Konut ihtiyacı nüfus artışı ile birlikte doğru orantılı olarak her geçen gün artıyor. Kontrolsüz ve altyapısız gecekondulaşma, yani çarpık kentleşme sorunu tarihsel, kültürel ve doğal değerleri yok eden bir ur gibi büyükşehirlerde her geçen gün biraz daha büyüyor. Karşımıza sorun yumağı olmuş ilkel görünümlü mega köyler çıkıyor.

Taşı toprağı altın dediğimiz büyükşehirlere göç gerçeği var. Bir tarafta da planlı, ilkeli, altyapısı tamamlanmış bir şehircilik vizyonu, diğer tarafta çarpık kentleşme sorunu. Tercih bizlerin. Çözümü var ancak kısa sürede bu sorunu çözmek mümkün değil. Sürdürülebilir çözümler üzerinde odaklanmalıyız.

Batıda 19. yüzyılda endüstrileşme ile başlayan kentlere göç olayı, ülkemizde 20. yüzyılın ikinci yarısında başladı. Şehirlerimizin birçoğunun nüfusu son kırk elli yılda on kat, yirmi kat, hatta daha fazla arttı. Yanlış politikalarla göç zorlaştırılacağına özendirildi. Artık büyük kentlere sadece iş ve aş için değil, rant için de göç edildi.

Çarpık kentleşme etkileri

İskansız binaya elektrik, su, doğalgaz aboneliği vermekle, yol vermekle, zaten taşradaki insanlara gelin büyükşehirlerde gayrimeşru kanun dışı iş yapın, gecekondu yapın dedik devlet eliyle. İmar affı ile, iskansız binalara hizmet götürmekle, gaspı teşvik etmiş olduk. Devletin malı deniz yemeyen keriz mantığını benimsettik. Bu anlayış mutlaka değişmeli. Aksi takdirde düzgün insanların da yasalara saygısı kalmaz. Gelişmiş ülkelerde iskansız ev alabilme şansınız yok. İskansız evde yaşayamazsınız, elektrik, su, doğalgaz aboneliği alamazsınız. Gelişmiş bir ülkede müteahhit zaten iskansız konutu satamaz. Tapusunu çıkartamaz. Satış yapamaz.

Türkiye’de konut mağduru birçok gayrimenkul sahibi vatandaş var. Maalesef insanları bozan, kanunlara uymaya teşvik etmeyen fosil bir yasama sistemi var bizde. Kalifiye müteahhitler desteklenmeli. Kasap manav müteahhitlik yapamamalı. Bu noktada tabi vatandaşa da görev ve sorumluluklar düşüyor.

Tuzla Kentsel dönüşümün başarılı olabilmesi için doğru emlak yasalarının çıkartılması şart, kat mülkiyeti kanunun güncellenmesi elzemdir. Kentsel Dönüşümden önce aslında ilk işimiz; bu fosilleşmiş gayrimenkul sistemini düzenleyecek ve düzgün bir şekilde denetleyecek yeni ve güncel yasaları çıkartmak olmalıydı. Bu olmadığı için Kentsel dönüşümün tek başına başarılı olabilmesi pek mümkün değil. İskansız binanın satışı kesinlikle yasak olmalı. En büyük dönüşüm zihinsel dönüşümdür. Vatandaşın, siyasetçinin, belediyecinin, memurun zihinsel dönüşümüdür, bilinçlenmesidir. Sadece işin ehli ve kalifiye müteahhitlere bu konuda yetki verilmeli. Gecekondulaşma sorunun alaturka yöntemlerle, palyatif çözümlerle olamayacağını gördük.

Çarpık kentleşme nasıl önlenir

Gecekondu sorununun başlıca faili, devletin denetimsizliğidir, yasalardaki çelişkilerdir, boşluklardır. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün vatandaşa vermiş olduğu tapuyu, yine devletin diğer bir bakanlığı olan Tarım ve Orman Bakanlığı Orman İşletme müdürlüğü, vatandaşa ormanlık alana çok yakınsınız, rıza-en burayı terk ediniz, ben bu tapuyu tanımıyorum diyebilir mi? Türkiye’de dedi.

Türkiye temel altyapı sorunlarını çözmeden Kentsel dönüşümde başarılı olamaz. Tersine göç çözüme hizmet edecek en önemli unsurlardan biridir. Yeni çağdaş politikalar geliştirilmeli. Yasalar geliştirilmeli. Babadan kalma alaturka sistemle, yap-sat mantığı ile, imar affı ile sorunu çözmüyor tam tersine, yangına benzin döküyoruz. Günü kurtarıyoruz. Siyasetçiler bir sonraki seçim dönemine kadar günü kurtarmış oluyor. Umut tacirliği yapıyorlar. Vatandaşın Çarpık Kentleşme konusunda kesinlikle bilinçlendirilmesi gerekiyor. Tuzla Konut Projeleri Nasıl Hazırlanmaktadır?

Gecekondu yerleşim bölgelerin deki yetersiz altyapı sorunu beraberinde, sel ve deprem felaketlerinden tutun, salgın hastalıkları tetikleyecek uygunsuz çevresel ortamlara kadar, birçok olumsuzluğu tetikliyor. Suç örgütlerinin, merdiven altı firmaların, gecekondu bölgelerde kendilerine daha uygun bir ortam bulduklarını devlet yetkilileri tarafından gayet tabii biliniyor. Çarpık kentleşmeye bu açıdan bakıldığında, sorunun sadece kentsel bir estetik kaygı olmadığı, toplumsal sosyal felaketlere kadar uzandığını görüyoruz. Sivil Toplum Örgütlerine, Belediyelere, Devlete ve Vatandaşa, kısacası Çarpık Kentleşme sorununun çözümünde herkese görev ve sorumluluklar düşüyor.

Çarpık Kentleşme nedir?

Yorumlar kapalı.

Bizi Takip Edin