Günümüze Kadar Gelmiş Olan Şamanizm Adetleri
Günümüze Kadar Gelmiş Olan Şamanizm Adetleri nelerdir? Şamanizm nedir? Sevgili okuyucularımız, bugün sizlerle Eski Türk inancı olan Şamanizm’den bugüne kadar getirmiş olduğumuz adetlerimizi sizlere anlatan bir makale hazırlamak istedim. Hepimizin bilmeden gün içerisinde o kadar çok yapmış olduğu bir takım adetlerimiz var ki sorsak neden yaptığımızı bile bilmiyoruzdur belki. İşte bugün sizlerle bu adetlere hep birlikte bakacağız.
Öncelikle Şamanizm’in ne olduğuna kısaca bir bakalım. Şamanizm ata ruhlarına ve doğa varlıklarına inan eski bir inançtır. Ortaya ne zaman çıkmış olduğu veya nasıl çıkmış olduğu bilinmemektedir. Ancak Çin kaynaklarından edinmiş olduğumuz bilgilere göre Orta Asya Türkleri arasında çıkmıştır. Eski Türk boylarının arasında yayılmış olduğu düşünülmektedir. Şamanizm dini bir olgu değildir. Şamanizm bir inançtır. Şamanizm’in tek tanrılı dinler gibi keskin ve kati kuralları yoktur.
Şamanizm, fiziksel dünya ile ruh dünyası arasında bir aracı olarak hareket eden, şaman olarak bilinen bir uygulayıcıyı içeren manevi bir uygulamadır. Şaman, iyileştirmek, iyi şans getirmek ve topluluğa yardım etmek için hem iyi hem de kötü ruhlarla iletişim kurar. Şamanizm, dünyanın dört bir yanındaki yerli kültürler tarafından binlerce yıldır uygulanan eski bir ruhani uygulamadır.
Şamanizm Nedir?
Genellikle canlı ve cansız her şeyin bir ruhu veya canı olduğu inancı olan animizm ile bağlantılıdır. Şamanizm nedir, şamanın ruh dünyasıyla iletişim kurabildiği bir trans durumuna girmek için davul çalma, ilahi söyleme ve psikoaktif bitkilerin kullanımı gibi çeşitli ritüelleri ve uygulamaları içerir. Şaman ayrıca kehanet yapabilir, kutsamalar sunabilir ve bireylere veya topluluğa rehberlik edebilir. Şamanizm, çeşitli ve karmaşık bir ruhsal uygulamadır ve Şamanizm içinde birçok farklı gelenek ve varyasyon vardır. Dünyadaki birçok yerli topluluğun ruhani ve kültürel geleneklerinin önemli bir yönüdür.
Orta Asya Türkleri arasında inanılmış olan Şamanizm etkileri de elbette büyük ölçüde olmuştur. Hatta Şamanizm etkileri Orta Asya’da yaşayan Türkleri o kadar çok etkilemiştir ki bazı adetler artık kalıplaşmış hale gelmiştir. Hatta o kadar çok benimsemişiz ki bu adetleri hala günümüzde bile yapmaya devam etmekteyiz. Bugün sizlerle bu adetlerin birazını paylaşmak ve bilmeyen okuyucularımızı aydınlatmak istiyorum. Hazırsanız hadi başlayalım.
Su İçerken Bir Elimizi Kafamızın Üzerine Koymak
Birçoğumuzun eski büyüklerimizin özellikle su içerken ellerinin birini kafasının üzerine koyduklarını fark etmişsinizdir. İşte bu bize Şamanizm’den kalma bir uygulamadır. Elimizin birini kafamıza koymamızın sebebi ise; su içerken insan aklı başından kaçabileceğine olan inançtan dolayı elin birini başının üzerine koymaktadırlar.
Gidenin Arkasından Su Dökerek Uğurlamak
Uzağa giden veya yola çıkan herkesin arkasından birçoğumuz arkasından su dökeriz. “Su gibi git su gibi gel” derler hatta. İşte bu da Şamanizm’den biz Türklere kalmış ve kalıplaşmış bir adet olmuştur.
Kurşun Dökmek
Kurşun dökmekte yine Şamanizm’e ait olan bir ayin olup ve bizlere de geçmiş olan bir adettir. Kötü ruhlardan birinin, kişiye huzursuzluk vermesi ya da huzurunu alıp çaldığına inanılması üzerine o kişiye huzurunu tekrardan getirmek için yapılan bir çeşit ayin veya ritüeldir.
Nazar İnancı
Nazara hepimiz inanıyoruz ve birçoğumuzun artık hayatında resmen kalıplaşmış durumdadır. Nazardan korunmak için nazar boncuğu, deve boncuğu vb. Takılar takılmakta ve nazardan, kötü kem bakışlı gözlerden koruduğuna inanıyoruz. İşte bu da bizlere Şamanizm inancından kalma bir adettir.
Kırmızı Kurdele Takmak
Biz Türklerde nişanda kırmızı kurdele takılıp kesilmektedir. Gelinliğin üzerine kırmızı kurdele bağlanır gibi kırmızı kurdele takmak hayatımızın belli alanlarında artık kalıplaşmış ve adet haline gelmiş durumdadır. Bunun nedeni ise Şamanizm’de kırmızı kurdelelerin şans, uğur ve kısmet getirdiğine olan inançtır. Hatta yeni doğum yapmış olan bir anneye de başına kırmızı kurdele takılmaktadır. Bunun anlamı ise kötü ruhların şerrinden korumasına olan inançtır. Yani kırmızı kurdele takmakta bize Şamanizm’den kalmıştır.
Mevlit Törenleri ve İlahiler
Mevlit ve ilahiler de aslında, biz Türkler İslamiyet’i kabul etmiş olmamıza rağmen eski adetlerimizi bırakmamışız. Yani İslam dinini biraz kendi adetlerimizle birleştirmişiz diyebiliriz. Şamanlar ayinlerde davul ve kopuz kullanmışlar ve müziksiz bir ayin yapmamışlardır. Herkesin de bildiği üzere Kuran-ı Kerim müzikle okunması yasaktır. Hatta İslam dininde ölünün ardından mevlit gibi uygulamalar da yoktur. Ama biz Türkler bu işi biraz değiştirmişiz ve özellikle Anadolu topraklarında Mevlit ve İlahiler müzikli anlatım haline getirmişiz.
Allah / Tanrı Yukarıdadır İnancı
Malum belki de birçoğumuzun çocukluğu hep Allah’ın veya Tanrı’nın hep yukarıda olduğuna dair bir inançla geçmiştir. Oysaki İslamiyet dininde Allah her yerdedir. Hatta dua ederken bile birçoğumuz ellerini havaya doğru kaldırıp dua etmekte ve Allah’ın / Tanrı’nın yukarıda olduğu düşüncesini devam ettirmektedir. İşte bu Allah / Tanrı yukarıda inancı Tengrizm ve Şamanizm’den kalmıştır.
Türbelere ve Ağaçlara Bez Bağlamak
Türbelere ve ağaçlara bez bağlamak aslında Şamanizm’de bir dilek dileme şeklidir. Ağaç Şamanizm de önemli bir sembol olmasından dolayı ve ağacın ruhu olduğuna dair olan inançtan dolayı dileklerin kabul olması için ağaçlara bez bağlanıp dilek dilenmiştir. Tabi bu zamanlar değişmiş ve türbelere de yapılır hale gelmiştir.
Tahtaya Vurmak
Tahtaya vurmak inancı aslında Paganizm inancından gelmektedir. Bu yüzden de sadece Türklerde değil birçok Avrupa kültüründe de tahtaya vurma adeti vardır. Paganizmin bir alt dalı olan Şamanizm inancından dolayı biz Türklere de bu adet geçmiştir. Nedeni ise şudur; Eski Türkler bilindiği üzere sürekli göç halinde olan bir milletmiş. Göçebe yaşam tarzını benimsedikleri için daha önce hiç girmemiş oldukları ormanlara girdiklerinde, ormanda bulunan kötü ruhları kovmak için ağaçlara vurup bağırarak gürültü çıkarırlarmış. Ağaç zaten Şamanizm’de önemli bir semboldür. Ağaçlara vurarak aslında doğadan kötü ruhlara karşı bir korunma istemektedirler.
Ölen Birinin Ardından 7. 21. 40. Günlerde Toplanmak
Birisi öldükten sonra 7. 21. Ve 40. Gününde toplanmak Şamanizm’den kalma bir adet haline gelmiştir. Zaten Eski Türklerde 7 ve 40 sayıları önemlidir. Bu günlerde toplanmanın nedeni ise şudur. Eski Türklerin inanmış olduğu inanca göre ruh bedeni 40 günün sonda terk etmektedir. O yüzden birisi öldüğünde 40 çıktı deriz. Hatta Anadolu topraklarında ölen birinin 40’ı çıkmadan o evde müzik dinlenmez, televizyon varsa açılmaz, renkli kıyafetler giyilmez gibi çeşitli adetler vardır. Şamanizm’de ise ölen kişinin ruhu artık evi terk edip gitsin ve göğe olan yükselmesi başlasın diye insanlar ölen kişinin evinde toplanıp ayin yaparlar ve yas tutarlarmış.
Yorumlar kapalı.