Kanserin Yayılmasını Engellemek Mümkün Mü?
Kanserin Yayılmasını Engellemek Mümkün Mü? Kanser bulaşmış hücrelerin, metastaz uygulamadan önce nasıl seneler boyunca uykuda kaldığı bulundu. Yapılan araştırma neticesine göre kanserli hücrelerin aktif bir şekle gelmesinin önüne geçilebilir.
Teknolojinin ve bilimsel çalışmaların gelişim göstermesi ile beraber dünyanın en amansız hastalıklarının başında yer alan kanser hastalığının tedavi edilmesinde ve ilerlemesinin durdurulmasına yönelik çeşitli çalışmalar yürütülüyor.
Her sene yaklaşık olarak 10 milyon insanın ölümüne sebep olan ve çağımızın en büyük hastalıklarının başında gelen kansere yönelik halen daha sırrını muhafaza eden pek çok gizem yer alıyor. Bu gizemlerden bir tanesi ise kanser hücrelerinin, bir tümörden ayrıldıktan hemen sonra vücudun diğer bölümlerine yayılım gösterme suretiyle metastatik kansere dönüşmeden önce nasıl seneler içerisinde pasif bir biçimde yani uykuda kaldığıydı.
Fakat yapılan son bilimsel çalışmalar ışığında bunun neden olduğu nihayet ortaya çıkarıldı. Nature Cancer’da kaleme alınan bir rapora göre kanserli hücrelerin seneler içerisinde uykuda kalmasının nedeninin, hücrelerin çevresinde yer alan bir tür kolajen olduğu dile getirildi.
Kolajen Seviyesinin Azalması Sonucunda Hücreler, Kötü Huylu Oluyor
Yapılan araştırmaya göre hücreler, çevrelerinde tip 3 kolajen adında bir tür kolajen salgılamak suretiyle bir müddet sessizliğe bürünüyor; fakat kolajen seviyesinin azalması neticesinde bu hücreler, kötü huylu bir hale dönüşüyor. Araştırmacılar, hücrelerin etrafının bu tip kolajen ile zengin bir hal alması neticesinde ise kanserli hücrelerin uyku durumunda kalmasının mümkün olabileceğini ve böylelikle de tümörü nüksetmesinin yani yayılım göstermesinin önüne geçilebileceğini düşünüyor.
Elde edilen bulguların potansiyel klinik neticelerinin olduğunu ve bu bilgilerin ise muhtemel lüks etmelerini tahmin etmek maksadı ile bir biyobelirteç yahut hem lokal hem de uzak yükseltmeleri azaltmak adı alsan da at terapötik bir müdahale şeklinde kullanılabileceğini açıklayan uzmanlar, tümür dormansinin biyolojisi ortaya çıktıkça ve yeni spesifik ilaçların gelişimi sağlandıkça, uyku halini indükleyen tedavilerin ve özellikle de uykudaki hücreleri hedef tahtasına oturtulan tedaviler ile birleştirilmesi sonucunda lokal lüksü ve metastazı önleyecek ve kanser remisyona gitmekte olan yolu açacağı ile ilgili görüşler bildiriliyor.
Kolajen Takviyesi İle Kanserli Hücrelerin Uyanmasının Önüne Geçilebilir
Canlı bir metabolizmada uyku durumunda bulunan hücrelerin ortamlarında gerçek zamanlı bir şekilde görselleştirilmesi ne yönelik izin veren bir teknoloji şeklinde tanımlanan intravital iki foton mikroskopisi dahil olmak üzere yüksek çözünürlüklü özellikleri taşıyan görüntüleme tekniklerinin kullanıldığı bu çalışmada baş, meme ile boyun kanseri hücre dizilerini kullanmak suretiyle fare modellerinde uyumakta olan tümör hücreleri ele alındı. Bu teknolojiyi kullanmakta olan araştırmacılar ise gerek tümör hücreleri uykudayken hücre dışı maddesinde oluşan değişiklikleri ve diğer taraftan da hücreler aktifleşir uyandığında meydana gelen değişikliklerin bir görselini gözler önüne serdi.
Hastalardan alınmakta olan örnekleri analiz eden araştırmacılar, yapılan çalışmalar neticesinde kolajen bolluğunun, tümörü nüks etmesi ile metastazın tahmin edilmesinde potansiyel bir ölçüm şeklinde kullanılabileceği sonucunu elde etti. Fareler üzerinde gerçekleştirilen deneysel çalışmalarda kanser hücrelerinin çevresinde bulunan tip 3 kolajen miktarını arttırma özelliğini geliştirerek çalışmalar yürüten araştırmacılar, bu hücrelerde bulunan kanseri ve kanserin ilerlemesini durduğunu veya kötü huylu hücrelerin ise uyku durumuna zorlandığı açıklandı. Bu da demek olacak da iki tip 3 kolajen, aynen kompleks cilt yaralarının tedavi edilmesine benzer bir biçimde ve kömür İle mikro ortamını zenginleştirmeyi hedefleyen stratejiler ile beraber metastazın önlenmesinde faydalanılabilir.
Yani kanserli hücrelerin uyanmasının önüne geçilmesi suretiyle hastalıktan kaçmak mümkün hale gelebilir.
Yorumlar kapalı.