Tansiyon yüksekliği
Tansiyon yüksekliği genelde ileri yaşlarda ortaya çıkmış olan böbrek, kalp, akciğer ve beyin gibi diğer benzeri organ ve sistemlerin işleyiş şeklini fazla oranda etkileyen bir sağlık problemidir. Doğru şekilde tedavi kontrol altına alınmayacağı taktirde koroner arter hastalığı, demans, kalp böbrek yetmezliği, beyin kanaması gibi bir çok kritik hastalığa yol açabilir. Obezite, beslenme, ilaç kullanımı, diyabet, hareketsiz yaşam stres gibi bir çok sayıda faktörde bunlara örnektir.
Tansiyon yüksekliğine yol açabilecek şeyler şu şekildedir :
1- Obezite
2- Sigara
3- Alkol
4- Stres
5- Genetik
6- Diyabet
7- Fazla çay ve kahve tüketimi
8- Yetersiz sıvı tüketimi
9- Yanlış beslenme şekli
Yanlış beslenme şekli
Dünya geneli içersin de her yıl damar ve kalp hastalıklarından kaynaklanan ölüm sayısının 1.7 milyonu fazla sodyum kullanımı sebebiyle gerçekleşmekte. Beslenme ile alınan sodyum genelde tuz sodyum klorüdür ve pek çok ülkede ortalama 10 gram kadar olacak şekilde tuz tüketilir. Bu miktar insanın sodyum-su dengesini bozar ve sonucunda kas basıncında artış görülür. Günlük tuz tüketiminin 5 gramın altında olması gerekiyor. Beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi sodyum alımının kısıtlanması gerekir. Hayvansal proteinlerin yağların sık tercih ediliyor olması yetersiz meyve ve sebze tüketimi, şeker şeker şurupları içeren besinlerin tüketilmesi ve potasyum, magnezyum, kalsiyum ve mineraller ile çeşitli vitaminlerin eksik olması tansiyon yüksekliğine yol açacak yanlış beslenme faktörlerindendir.
Fazla çay ve kahve tüketimi
Doğru miktarda tüketilen şeker bulunmayan çay ve kahve içerisinde bulunan flavonoid isimli antioksidan sayesinde damar ve kalp yapısını olumlu etkilemekte. Fakat kafein içermesi nedeniyle kalp hızında artış ve kan basıncında yükselmeye çok açacağı için fazla çay ve kahve tüketiminin hipertansiyon riskini de arttırdığı söylenebilir. Bu ve bunun gibi kafeinli içeceklerin tüketimini günde iki fincan ile sınırlı tutmak kan basıncının kontrolü için çok önemlidir.
Obezite
Obez olan bireylerde damar çevrelerinde artmış bulunan yağ tabakası damarın esneklik seviyesini azaltır ve damar direncini ise arttırır. Bu durumda kalp vücuda kan pompalamak için daha fazla kasılmak zorunda kalır bu durum kalbin yükünü arttırdığından kişide hem hipertansiyon hem de kalp yetmezliği gelişme riskini arttırır. Obezite tanısı almış olan veya beden kitle indeksi riskli grupta yer alan tüm bireylerin damar ve kalp tansiyon hastalıkları açısından düzenli kontrol edilmesi gerekmektedir.
Diyabet
Kan basıncı kontrolü damar, böbrek, beyin ve kalp tarafından gerçekleştirilen kompleks bir iştir. Dolasıyı ile bu organlardan birinin işleyişini etkileyen bir hastalığın var olması kan basıncının kontrolünü bozabilir. Diyabet hastalığında böbrek fonksiyonları fazla oranda bozulur hipertansiyon gelişmesi artış gösterir.
Yetersiz sıvı tüketimi
Su vücudun işleyişini sürdürebilmesi için gerekli olan faktörlerden biridir. Yetersiz sıvı tüketimi sonucu metabolizma yavaşlar ve hücre dokuların oksijenizasyonu azalır. Böbreklerde su tutulumu gerçekleşir bunun sonucunda ise sodyum birikimi görülür. Bu durum kan basıncını doğrudan arttıracağı gibi daha ciddi tablolarda kalıcı böbrek hasarı da gerçekleştirebilir.
Alkol
Alkol vücudun dengesini doğrudan etkileyen maddelerden birisidir. Yüksek miktarda ya da sık sık alkol alınması böbreklerde su ve sodyum birikmesine ve ilerleyen dönemlerde böbrek hasarlarına yol açar. Dolayısı ile fazla alkol kullanımı hipertansiyon riskini arttıran faktörler arasında yer almaktadır.
Sigara
Sigara vücutta doku hasarına yol açtığı için hem fiziki hem de psikolojik olarak işleyişini olumsuz etkiler. Sigara tüketimi olan kişilerde kan damarlarının yüzeyini saran damar ve esnekliğini kaybederek sertleşir.
Yorumlar kapalı.